insan

“İnsan hiçbir şeye ait değildir, hiçbir şey de insana ait değildir. Geçmiş ya da gelecek bir rüya veyahut rivayettir aslında. İnsan sadece şu ana aittir, var oluşunu o anda tamamlar ve devam eder. İnsan yaptıklarından daha çok yapamadıklarıdır. “Keşke”leridir. Yalnızdır insan, kalabalık içinde daha çok yalnızdır. Anlat diyene değil sessizce bekleyenle konuşur insan. Anlattıklarından çok anlatamadıklarıdır. Anlatamadıklarını göreni sever insan. Tuhafdır insan, beşerdir, çoğu zaman şaşar insanlığından. Gerçeklik diye adledilen hiçbir unsur ve durumun gerçeklik payı mevcut değildir. Her şey gelip geçicidir insan için. Çünkü insan fanidir, yani kalıcı değildir. Kalıcı bir şey bırakmaya çalışır bu nedenle. Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşar faniliğini unutup. Aksine her an ölecekmiş gibi, içinde bulunduğu anı en sonsuz; en can alıcı hislerle yaşamalıdır insan. Bilindikleri ağır geldiğinden ötürü bilinmezleri sever insan. Yasakların sonunda olacakları merak eder. Dedim ya tuhaftır insan. Sonuçta geçicidir her şey insan için, bilmez gibi davranır. İki şeyi görünce korkar ve düşünür  biri aşk, biri de ölüm. İşte o “an” fani olduğunu hatırlar, hiç unutmaması gerektiğini bilmeden.